Bir elimde kağıt  Bir elimde kalem  Kayıp giden İstanbul'u seyrediyorum  Bir metroda oturmuş düşünürken  İnmem gerekiyor artık iniyorum ...

Marilyn Monroe... Güzelliğin sembolü... Duvarları süsleyen hoş bir tablo muydu sadece? Mesela nasıl biriydi? Hassas ruhlu ya da sert...

İnsanlar gerçekten farklı mıdır? Kan bağı ve soy ne kadar önemlidir? Ya hükmedenlerin soyu kirlenmişse?   Beni yönetmeye layık gördükleri...

Geceler hikayelerim için var Canlanmış roman kahramanları için Nefes alınan maceralar için var Hayal edilen aşklar için Dökülen...

Aldım mektubunu. Doğruyu söylemek gerekirse, hayal kırıklığına uğradım, sevdiğim. Oysa ne büyük heyecanla beklemiştim kendi adımı yine...

Karnımın gurultusuna inanarak dizlerimdeki gücü üç beş dizeden alarak fokur fokur titremeden tütüne alışmadan bedenim şiirlerimi sana...

Hatırlayabildiğim en eski duygusal deneyimler – bir çırpıda aklımda belirenler: … Dedemin ölümü ya da babamın ağlaması. – Epey bir süre...

I don’t know if it is just me or Is it because I haven’t seen him for a while… But: I want to see him, Just talk with him for hours. I...

Pençelerini çek üzerimden acıtıyorsun Anılarını al git koşturma peşinden  Gülüşünü sakla sakın yanımda bırakma  Git yalnız git güneşim...

Bilincini, bilinçaltının kendini açığa vurduğu bir aleme yönlendiriyoruz—içindeki gizli güçlerin açığa çıkıp dışa yansıdığı ve böylece...

Dene hayatı Dene aşkım Bir çocuk gibi doldur kadehi Bir kola gibi taşır içini Aldırma annenin yorgun bakışına Omza sürülen o pembe...

Yağmur altındayım bir elde mont, bir elde kapalı şemsiye Yağmur altındayım bir damla gelir belki göğsüm deler diye Adım, adım üstüne ;...

acı ve ağrı arasındaki bağla aynıdır üzüntü ve hüzün arasındaki. üzüntü parlayıp söner, hissettirir varlığını, bir etkisi, görünürlüğü...

Güneşin ışıltısı saçlarına vurunca Parlar gözümün içinde ışıltısı Tekrar aşık eder kendine Gözlerinin masumluğu ve parıltısı Biraz biraz...

hiç doğmamış bir çocuğu öldürdük biz seninle. bundan sonra artık intihar bombacısının birine sarılırım sadece 'adın ne?' derim, 'boş ver'...

“Şiir istemiyorum, Kafiye aramıyorum Sadece yazmak istiyorum Cümle cümle, Sayfa sayfa Belki bir parça iyileşirim diye. Hiç düşünmeden...

uzun sarı otlar arasında dolaştım ve dört taraftan suya kadar yürüdüm rüzgar durmadan uğulduyordu vahşi bir zeytin ağacının altında...

Kendi standartlarına göre hafif uzunca. Ufak ziyaretimizin haberini evvelden almış olacaktır ki yer yer girinti ve çıkıntılarla...

Bakışlarımız dünyanın ne bir perhizine uyardı ne yeşilin renk alemlerine, ne sır gibi beraberimizde ölüm falezlerine. Rüyalarımıza ne de....

Ey bana sahipliği öğreten sevgili Ey hesap vermem gereken şarkılar ve bana saatleri hatırlatan soğuk Bir dudak payıyla öğrendim sıcağın...