Bakış Açısı
- Almila Kaya
- 54 dakika önce
- 3 dakikada okunur
Bu sabah uyandığında yatağının tavan manzarasıyla karşılaşmıyorsun. Çok daha sert ve soğuk
bir yerdesin. Ayağa kalktığında ellerinle yere basıyorsun. Normalden çok daha aşağıdasın.
Uç tarafı kapalı bir ara sokaktasın. Çöp ve içki kokusu alıyorsun. Karnın dün gece yemek
yemediğin için çok aç. Ellerinle kendini iterek arka atağının üstüne kalktın. Bir yandan çöpe
tutunmaya çalışırken diğer yandan başını yenilebilir bir şeyler umuduyla dün sen gelmeden
boşaltılmış olan ama şimdi tekrar dolan çöpe sokuyorsun. Siyah poşetlerden birini dişlerinle
yırtıp açmaya çalışırken karnında şiddetli bir acı hissettin. Acıklı inlemelerin senden çıktığını
anlaman biraz zaman aldı. Anlamakta zorlandığın dilde konuşan iri bir adam seni tekmelemiş
daha sonra umursamadan çöpünü atıp gitmişti. Ancak ona kızmadın çünkü getirdiği poşetten
çürümüş pizza kokusu geliyordu.
Onu bulmaya çalışırken kafana küçük sert şeylerden düşmeye başladı. Gözlerini kaldırıp
baktığında yaşlı bir kadının sana binanın üst katından çakıl taşları fırlattığını gördün.
İnleyerek biraz daha kalmana izin vermesi için yalvardın. Kadın sana bağırmaya devam etse
bile canını acıtan şeyleri atmayı bırakmıştı. Kurtulduğunu sanırken apartman kapısından
uyuşuk yüzlü, gevşek yürüyüşlü bir oğlan çıktı. Sen daha ne olduğunu anlayamadan seni
ensendeki deriden kavrayıp kaldırdı. Canın çok acıdığı için ağlayıp kıvranmaya başladın ama
hareket etmek daha kötü hissettirdiği için durdun. Oğlan seni kaldırıma fırlatıp arkandan
bağırdı. Sert bir devrilme sesi duyduğun için kuyruğunu kıstırıp bacaklarındaki son güçle
koşmaya başladın. Kaldırımda senden rahatsız olan biri tekmesini gelişigüzel salladı. Yolun
ortasına fırlarken ilk defa olmayan acıyı bacağında hissettin. Araba sesleri duyduğun için
kalkıp oradan uzaklaşmak istedin ama arka ayaklarını oynatamadığın için yalnızca süründün.
Korna sesi duydun. Gözlerini sıkıca yumup canının daha fazla acımaması için büzülmek
istedin. Gördüğün son şey seni kurtarmak için annesinin elini bırakıp koşan küçük kızın yüzü
ve savrulan altın rengi saçları oldu. Son duyduğun ise kızının arkasından bağıran kadının sesi.
Çarpma gerçekti, senin de kızın da gözlerinizi bir daha açamayacağınızı biliyordun. Aklında
annen vardı. Ondan yine ensenden tutularak uzaklaştırılman, kardeşlerinle aynı şekilde
ağlaman, annene içinde sıvı olan sivri uçlu bir şey bastırıldığı görmen, daha sonra eve benzer
bir yere kapatılman, araya insanların ziyaret etmesi ve bazı arkadaşlarının alıp götürülmeleri,
alınmayanların bir süre sonra kendiliğinden yok olmaları, ümidinin tükendiği gün birinin
gelip seni o gri kafesten çıkarması… Kurtulduğunu sanmıştın ama olmamıştı. Seni bir ağaca
bağlamış gitmene izin vermemişlerdi. Onlara seslenmeye çalıştığında sana vurmuşlardı. Uzun
süre aç kalmıştın, yemek bulmaya gitmene izin vermemişlerdi. Yoldan geçen çocuklar sana
sert şeyler atıyorlardı. Yaşlı bir amca vardı, sahiplerin ortada yokken sana yemek bırakıyor ve
seni seviyordu. Daha sonra o da gelemeye başlamıştı. Uzun zaman sonra daha önce
görmediğin bir insan gelmişti. Üstünde beyaz bir gömlek, elinde daha önce gördüğün o sivri
şey vardı. Sana ne yapacaklarını anladığında boynuna bağlanan ipi var gücünle çekmiştin.
Kopan iple birlikte koşmaya başlamış, taşmanı arkandan sürüklemiştin. Kovalandığın sokağa
geleli ne kadar olmuştu bilmiyordun. Yirmi sarhoş, sekiz çete, seksen iki çocuk, elli amca, on
beş zorba görmüştün.
Kaç ay, kaç güneş geçti bilmiyordun. Tek bildiğin annen ve kardeşlerinle geçirdiğinden daha
fazla olduğuydu. Keşke o sivri şeyi bana batırmalarına izin verseydim diye düşündün. Seni şu
ana daha önce getirirdi. Seninle aynı dili konuşan arkadaşların vardı, hiç acın yoktu,
yiyeceklerin tadı güzeldi ve bulmak için istemen yeterliydi. Üşümüyordun, ayakların
yanmıyordu. Annen ve kardeşlerini bulmuştun! Mutluydun, adının ölüm olduğunu öğrendiğin
şeyin kötü olduğu söylenmişti ama sen ölümü sevmiştin.
Sonra açtın gözlerini. Rüya değildi bu. Birkaç saatliğine bir sokak köpeğinin bedenini
paylaşmıştın. Yanakların ıslaktı, ölümü denemiştin bir süreliğine. Gözlerindeki perde
kalkmıştı sanki. Etrafını daha iyi görüyordun. Hayır, bunlar senin daha önce de gördüğün
şeylerdi. Daha iyi anlıyordun. Sitedeki kedileri, sokak köpeklerini, sahipli hayvanları bile…
daha iyi anlıyordun.







Yorumlar