top of page
Ara
Emre Öztürk

Güzdüşü

Güncelleme tarihi: 10 Ara 2024

1

Teşrinievvel’den Bir

Gün


Yılın bu zamanları buralar hemenden soğumaz, hava müsaade eder akşamları gece gözüyle o çıplak yıldız seyrine. Ekip biçtiğim şu günlerin evveliyatından beri afacanlığımda, göğü seyretmeye doyamadığımı hatırlarım. Hele o kimsesiz yarı-soğuk ekim akşamları, salkım söğüt ağacının altına kurulur; kayan yıldızlardan bir tanesinin üstüme konmasını beklerdim. Işıksız gökyüzü çocuk yüreğime o kadar engin gelirdi ki söğüt ağacının saçakları ardında izleyebilirdim ancak. Korurdu beni salkımlar, sarardı yeşil kafesimi. Bazı gelir başımı kaldırmaya tâkatim olmazdı onca işten sonra akşamları. Yine yaslardım sırtımı söğüde ama kaldıramazdım göğe başımı. Yeni hasat edilmiş samanlıkları izlerdim uçsuz bucaksız. O çocuk aklımla bana suyu çekilmiş bir denizi andırırdı. Üç karışı aşmayan boylarıyla nadasa kalırdı saman tarlası. Biçilmiş halleriyle bile çok sıkı değillerdi, aralarından geçip yolunu bulabilirdin. Geceleri korkardım ama gündüzleri fındık farelerinin kazdığı delikleri sayardım tarlada. Ve dua ederdim dönüşte, yılanların sayısı iki elimin parmağını geçmesin. Hiç unutmuyorum bir akşam saman sahilini izlerken tutuşuverdi denizler. Cayır cayır yanmalarını izledim sadece. Sanki o çocuk aklımda erkene alınmış bir nadas gibiydi. Herkes uyandı, sular taşındı, topraklar atıldı ve söndürüldü deniz.


2

Teşrinievvel’den Başka Bir

Gün


Samanlar tutuştuğundan beri sanki hiçbir şey yolunda gitmedi. Bir hafta geçti geçmedi bahçemizdeki çam ağacını kesti dedem. Avlumuzda kayısıdan üzüme, armuttan elmaya çokça ağaç vardı, onları da birbirine bağlayan sıra sıra gül fideleri. Küçük bir cennetti çocuk gözümde bahçemiz. Arılarımız, yerden topladığımız domates biberimiz, bahar başı tırtılların kozaladığı dutluğumuzdan bahsetmiyorum bile. Malesef çamla bitmedi yıkım. Bir sonraki yaz da salkım söğüdün kuruduğunu öğrendik. Gözyaşlarımı tutamamıştım bu sefer. Kayan yıldızlardan beni koruyacak bir dostumun da kalmadığını öğrendiğim zaman büyüdüğümü anladım. Vefatı tam da bu aylara yakındı zaten. Sonra soğumaya başladı eylüller, ekimler. Ben de saymayı bıraktım fındık faresini ve yılanı. Ben büyüdükçe cennetim sihrini kaybetmeye devam etti. Kayısı kesildi kökünden, elmalar sulanmadı ve kelebekleri göremez olduk. Uyanıverdim bir gün bir panikle. Büyüdüğünü söylediğim gönlüm kaldıramaz oldu bir zamanlarımın hasretini. Kimse de kalmamıştı zaten eskinin, toprak sevdiklerimin üstündeydi artık; bense toprağın. İnsan bu, toprakta yetişmiyor ki ekesin. Yine de uyandığım o gün karar verdim, ekebildiklerimi ekecektim.

3

Ekimin Son

Demleri


Ellerim toprağa iyice benzemeye başladı şu yaşımda. Bundan hiç şikayetçi değilim ama. Geçmişi özlemlediğim her gün ekiyorum bir şeyler bahçeme. Bazen sabırsızlığım tutuyor ve toz içinde kalıyorum. Ektiklerimin boy vermesi zaman alacaksa da güzel bir yaz yağmuruna muhtaç bir rüya bu. Güzdüşüm’ü beklerken zamanla, buluyorum onu kümelenmiş gri bulutlarla süzülürken göğümde. Gün ve gün akıttığı bereketle ıslanıyorum, toprağa çalan ellerim çamurlaşıyor sanki. O çamurdan damlıyor yere bir salkım söğüt, bir çam ve kayısı. Fındık farelerini görmeye başlıyorum yine, kaçıyorlar fırıl fırıl yılanlardan. Doğuyor saman sahilim, kayboluyorlar içinde. Kapatıyor bulutlar çepeçevre gökyüzünü. Ve ben ilk kez korkmuyorum, korkmak istemiyorum ıslanmaktan. Güzdüşüm gecem oluyor, kaldırıyor başımı yıldızlı geceye. Bu sefer de sığdıramıyorum yıldızları kalbime. Çocuk değilim artık, gönlüm de büyüdü ama insanın kalbine bir hayal girince, sanırım yer kalmıyor başka bir şeye. Bu satırları yazarken üşümüyorum Güzdüşüm, tekrardan hatırladım ekimlerin sıcak geçtiği o çocukluğumu. Sonbaharım artık kasımda başlıyor, yağmurunda ısınıyorum güzdüşü…

26 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Gece Gezintisi

Buradan

Sizin olsun

Comments


© Copyright
bottom of page