Kibrit

metal gemilerin leğenlerde yüzememediği bir zamanda

bir kibritim annemin dudaklarına tutuşturduğu

düşürmezdi beni ağızından

yüreğinde, alev alırım korkusu

porselen ördekler alıverdik

şimdi iğde ağaçlarına geleceğiz

toprak eşeleyelim bir süre 

oradan ali hocaya gidicik

ellerimi kınalayıvermiş olgun ceviz

kirlendim, yanımda dur baba 

erketeye yatmış arılar

ha şu çeşmenin başında

her şeyin zatında güzel olabildiği bir zamanda

bir kibritim annemin ağızına tutuşturduğu

uzak tutardım göz yaşlarını bıçak saplarından

zihnimde, akacak kanın korkusu