Bej rengi yaban çiçeği
Yalnızca sapı kalmış
Kokusu en yüzsüz rüzgarların sesi gibi
Kadim gecelerin karanlığından daha sıcak
Gümüş tozu, tane hardal
Blues çalıyor arkalardan
O paslanmış Galler kasabasından
Setter cinsi bir sevgi benim için mi havlıyor
İnsanlar sıkılır, taşınır, zevk alır, hüzüne boğulur
Bunlar yalnızca duygular, dediler
Gelip geçiciler
Kağıt yanar, güneş batar, bir nesil yok edilir
Buzdan duvarlar erir, imtihanlar kaybedilir
Gözlerdeki ışık söner, yüzdeki ifade silinir
Herkes gider bir sen kalırsın
Yine de o sokağın başında
Seni bıraktıkları yerde
Nefeslerinin buğusu havda
Elin soğuk
Elin titrek
Yine de o sokağın başında
Hala
Üç kuruşluk bebek mi dersin
Meleklerin paha biçemediği bir aziz mi
Hiç silinmeyen saniyeler gibi aklımda
Turuncu kokan bir gündü
Önce gözlerime, sonra önden fırlamış dişlerime
Ardından kendi kederine baktı
Dedi ki
Hiç limuzin görebilecek miyim acaba hayatımda
Turuncu koku birden siyah oldu
Mi dispiace amore mio
Egzoz sesleriyle yoğun bir akşamüstü
Eski kentlerin toprağından bile daha derişik bir his var göğsümde Yazı hiç sevmem derim hep
Güz alınmasın diye saklarım heyecanımı
Mavi küpelerimi
İsmimi çağıran yabancı kızı
Uçuran fikirleri
Kumral saçların rüzgara eşlik edişini
Gri sesten aslında haz etmeyişimi
Ben sahnedeki o bahtsız çekirgeydim
Uğur böcekleri ve kelebekler uçuşurken çevremde Sen beni gösterip favorimsin dedin
Çikolata buklelerin şampuan kokusu gibi Neredeyse bağımlı olacaktım
Kaju ağaçları, altın çilekler ve kahve çekirdeği Bunlar yalnızca duygular, dediler
Gelip geçiciler
Comments