top of page
Ara

Sona Kalan

Serin gece havasının nihayet yüzüne vurması onun için ikinci bir uyanıştı; açık havada olmak duyularına iyi gelmiş, tekrardan hayata dönmüş gibiydi. Ona bu hissi yaşatan nazik esintiye içinden teşekkür ederken derin bir nefes çekti. Uzun, çok uzun zamandır gerçekleşmesini beklediği bir dileği kabul olmuş gibi mutlu hissediyordu. Gözleri alışınca etrafına baktı. Hiçliğin ortasında yalnızdı. Ay bulutların arkasında kaldığından gölgelerden başka bir şey göremiyordu: uzaklardaki ağaçların gölgeleri, düzlükteki çukurların gölgeleri, az ötede bir tilkinin gölgesi, hepsi birbirine karışıyordu. Tilkinin, onun varlığını fark etmesi biraz zaman aldı. Kafasını yerden kaldırıp onun tarafına bakmasıyla ağaçların arasında kaybolması bir oldu. O ise bu durumu komik buldu. Bir zamanlar hayvanlardan korktuğuna dair bir şeyler hatırlıyordu, durumun tersine döneceğini düşünmezdi.


Öncesine dair anı parçaları aklına cam gibi saplanıp onu rahatsız etti. Bir yanlışlık hissi karnından başlayıp bütün vücudunu sararken belki de yapılacak en iyi şeyin hiç düşünmemek olduğuna karar verdi. Kalan rahatsızlıkla baş etme çabasıyla yüzünü ovuşturdu ve öylece durdu. Zamanla, ayın gökteki yeri değişti. Boş arazide dikilmek sıkıcı bir hal alınca içinden gelen yönde yürümeye başladı. Yürüdükçe görüşü bulanıklaştı, gözlerini tekrar tekrar ovuşturdu, değişen hiçbir şey olmayınca ellerini kontrol etti. Avuçlarındaki ve tırnaklarının arasındaki toprak parçalarını elbisesine silip görüşünü tekrar düzeltmeyi denedi. Bu sefer başarmak üzereydi, ama körlemesine yürürken bu kocaman arazideki sayısız çukurdan birine denk gelmesi işten bile değildi. Aksilik işte, şimdi ellerini tekrar temizlemesi gerekecekti.

36 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright
bottom of page