top of page
Ara

Kim Bilir

Aslında kesin bir şekilde biliyordum uzaklaşacağımızı, aramıza, binlerce kilometrelerden

uzak mesafelerin gireceğini, paralel çizgiler gibi asla birbirimize tekrar ulaşmayacağımızı.

Bunu bilmeme rağmen bırakmak istemedim hiç, asla gerçekleşmeyecek bir geleceğe dair

umutlarıma tüm gücümle tutunmaya çalıştım, “gerçek” adını verdiğimiz kuralları reddedip

olmayacak bir yerde olabilmek istedim.

Şimdi düşünüyorum da içimde beni çiğ çiğ yiyen çaresizliğe, umutsuzluğa sanki karşı

koyarmışçasına parlıyordun benim gözümde, her şeyin bir sonu olduğunu bildiğime rağmen

senin gülüşünü gördüğümde bunları unutup peşinde koşmaya başlıyordum. Koşuyordum,

koşuyordum, bacaklarımda artık güç kalmamasına, kalbimde artık bir adım daha atacak güç

kalmasa da seni takip etmeye devam ediyordum. Ve biliyor musun? Bunu çok seviyordum.

Her bir adım sanki bir sonraki asla gelmeyecek gibi hissettirsede buna aşıktım, eğer son

adımımı seçme şansım olsa muhtemelen senin peşinde atmayı dilerdim. Benim için olabilecek

en üstün hediye, sonsuza kadar kalacağım noktanın senin ışığının görülebildiği bir yer

olabilmesiydi.

Seni hep güneş olarak görürdüm, beni ısıttığın, yolumu bulmamı sağladığın ve her şeyden çok

yaşadığımı hissettirdiğin için. Sen ise Ay olduğunu iddia ederdin. İsminde o geçiyordu

sonuçta. Ay’ı çok seviyordun. Ve biliyor musun? Ben de çok seviyorum. Hem Ay’ı, hem Ay’ı,

hem de… “ay”ı. Bu benzetmelerin ne kadar doğru olduğunu bir yandan biliyordum. Benim

için, ışığı, geleceği, geçmişi, şimdiyi, yaşamı ve her şeyi sembolleyen sen için, ben senin

yalnızca senin yörüngende dönen bir gezegendim. Ben olsam da, olmasam da, sen parlamaya

devam edecektin. Ama ben orada olmayı seviyordum, senin çevrende, senin ışığınla

aydınlanan, senin sıcaklığınla hayat kazanan…

En zor olan ise, birlikte kurduğumuz hayalleri tek başıma yaşacak olduğumun farkındalığı.

Birlikte, yan yana hayal ettiğimiz dünyada yalnız başıma, sensiz olacağım. Önüme doğru

baktığımda, geleceği aradığımda sen olmayacaksın. Şimdi hayalini beraber kurduğumuz

yerdeyim, seni hiçbir yerde göremeden. Ama olsun. Yine de bununla baş edebilirim. Neden

mi? Basit, çünkü ben zaten her daim seni kendimde taşıyorum. Hayalini kurduğum dünyada

sen olmasan dahi sen, hayallerimin kendisinde varsın zaten. Sen olmadan olamayacak

hayaller, varılamayacak yerler, görülemeyecek manzaraları gördüğüm sürece, sen benim

kalbimde, senin atışıyla çok dalga geçtiğin kalbimde, her daim yaşayacaksın. Hiçbir zaman

yalnız olmayacağımı biliyorum. Biz birbirimizden ayrılmış olsak da ellerimiz birbirine asla

deokunmayacak olsa da senin sesini bir daha hiçbir zaman duymayacak olsam da benimle

yaşayacaksın. Nasıl güzel anlatmış şarkıcı:

“ Now, the time has come, we must let go of the hands we’ve held,

And with our empty hands, we’ll each receive our key.

 

Probably, we’ll never return, someday forget the place we were together.”

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright

© 2023 by Turning Heads. ODTÜ Genç Yazarlar Topluluğu

bottom of page