Eylül’ün ortası bir sahte bahar
ses etme
boynunda bir mahsur var
Kıvrılır geceler sabaha karşı
cihan deniz içtiğim dudaklarından
salkım salkım
Öptüm
ensenden öptüm usulca
sonra da ulu orta sırtından
Gördüm
bir mahsur bakıyor ardından
sakın dönüp el sallama
Yıldız tozundan bile olsa
aynı nehirde iki kere yıkanılmaz
O gözler
şimdi beni çağırmasın
bu mahsuru kimse kurtaramaz
Eylül’ün ortası bir sahte bahar
ayağa kalkma
koynunda yakamoz var
Bilirim yoktur el değmemişi teninin
fersah fersah yıldız akar
ardın çoktur bilirim
Artık mahsurdan haber sorma
zaten bitti Eylül
kalmadı başka bahar
Belki altın mavi aylasın
belki diken acı meltemde
öylece kararsız bir mehtapsın
Her gece başka ay doğar ama
ille de Keskin Yakamoz lazım
Şayet
bu koyunda uyursam
beni kimse uyandırmasın
02.08.22
15.08.22
Comments