top of page
Ara
Oğuz Han Kılınç

Kül Rengi

Yılın başı ocağın ortası

Gözlerimle süzemediğim ışık süzmeleri

Yoldaşım olmuş geçtiğim karanlık sokak aralarında

Biraz zikzak biraz düz

Yamuk evlere yürüyorum

Yürüdükçe şatafatlı hayatı arkamda bırakıyorum

Unutamadıklarımı rafa kaldırıyorum

Arada da kafayı kaldırıyorum

Çektiğim nefesten fazlasını geri veriyorum

Çöküyorum iki dakikalığına

Hayatı sorgulamaya kalkıyorum

Atladığım konuları bir bilene sormak istiyorum

İçimden bir ses araya giriyor

Daha yerinden kalkamıyorsun

Dünyayı ayağa kaldırmaya çalışıyorsun

Dükkanlar görüyorum kepenk indirmiş

İki eski dost gibi dertleşiyoruz onlarla

Sanki hayat bütün yükü sırtıma bindirmiş

O yükle tekrar yola düşüyorum

Kapının anahtarları geldik diye uyarıyor beni

Bitkin bitkin merdivenleri çıkıyorum

Zindan soğuğu odamda

Uzanıyorum yatağa titriyor bedenim

Soğuktan mı kalakaldım yalnızlıktan mı bilemiyorum

Dalıyorum uykuya rüyamda boğulup kalkıyorum

Etrafa bakıyorum çocukluğuma dönüyorum annemi arıyorum

Yanında yatabilir miyim lafına dünyayı sığdırıyorum

Gelecek bir cevaba ise diğer dünyayı

İnsan annesini kaybedecek kadar büyür müydü


Ve ya korkamayacak kadar

O an duvarda asılı ucuz eski saate kitleniyorum

Ayağıma geçmişi getiriyor

Burnuma biberli kokusunu

Aklıma ise eve geç gelme korkusu

Bir zaman sonra yine ışık süzmeleri buluyor beni

Güneş doğmuş odaya doluşmuş

O an anlıyorum ki

Ya gerçekleri aldatabildiğin kadar varsın ya da geceleri atlatabildiğin kadar

48 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright
bottom of page