top of page
Ara
  • Barış

Film İncelemesi: Lost Highway (David Lynch)

Güncelleme tarihi: 3 Haz 2022

Partnerinizi kıskanmanın alt limiti sizin için nedir? Hoşlanabileceği biriyle sohbet ettiğini görmek kıskanmanız için yeterli midir? Başkalarının dikkatini çekecek şekilde giyinmesi peki? Hayır, ben geri kafalı değilim diyebilirsiniz, ki bu yeterli bir açıklamaya olmayacaktır ama devam edelim. Peki eski bir porno yıldızıyla birlikte olur muydunuz? Eskortluk yapmış biri? Kamera şovları yapmış biri? Onlyfans'ta içerik paylaşmış biri? Sınırı nereye çekiyorsunuz; kaç kişinin bağlılık sözü verdiğiniz insanın mahremiyetini gördüğü, bunu ne amaçla yaptığı, yoksa direk mahremiyetinin başkalarına sunulması kıskançlık sınırınızı aşıyor mu?


İnsan neden kıskanır? Özdeğerinizi neye göre belirliyorsunuz? Ne kadar bilgili olduğunuza, toplum için ne kadar yararlı olabileceğinize, ne kadar yaratıcı olduğunuza, ne kadar paranızın olduğuna veya ne kadar fazla insanın sizi sevdiğine bakarak mı? Sizin için size kendinizi değerli hissettiren nedir? Sürekli sevgililerinizin olması belki, veya kendiniz için değerli tek bir kişi bulup onunla uzunca birlikte olmak? (Film Önerisi: Chungking Ekspresi, hayatlarında sürekli partner arayışında olan, nereye baksalar büyük aşk hikayelerine dönüşecek aşık olunacak insanlar gören insanlar hakkında bir film.) Peki ya bunlar elinizden kayıp gidiyormuş gibi hissederseniz ne yaparsınız? Bir yerde en iyinin siz olmadığınızı hissettiğiniz anda, istediğiniz kadar çok seveniniz olmadığında, ya da sevdiğiniz yegane insanın ilgisini, sevgisini kaybettiğinizi, başkasıyla paylaştığınızı düşündüğünüz anda ne yaparsınız? Bazı insanların bu durumlara dair cinsel fantezileri vardır. Bu yazıda bahsedilenlerin bundan alakasız olduğunu ve kıskançlığın yalnızca varlığı ya da yokluğu üzerinden gidildiğini hatırlatmak isterim.


Değerli okuyucu, filmimize geçmeden önce kıskançlık sınırlarını biraz daha test etmek istiyorum. Şimdi partnerinizin geçmişini bir kenara bırakıp sizinleyken ne yaptığında kıskanabileceğinizi düşünmenizi istiyorum. Eğlencesine başkalarına flörtöz davranması sizi kıskandırır mı? Ya sadece bir oyun için biriyle öpüşmesi? Eğlenceyi bir kenara bırakalım ve çok zengin birinin partnerinize ve size toplam 1 milyon dolar teklif ettiğini, tek istediğinin partnerinizle bir gece olduğunu söylediğini düşünelim. Ne derdiniz? Sizin düşüncelerinizi bölerek Ahlaksız Teklif (1993) filmine gidelim. Bir davette zengin bir erkek, bir çift ile karşılaşır ve kadın-erkek olan çiftle paranın her şeyi satın alamayacağı tartışmasına girer. Çiftin bir parçası olan erkek zengin olana "Aşk'ın satın alınamayacağını" söyler. Sonraki gün zengin olan gelir ve onlara yukarıda bahsettiğim gibi 1 milyon dolarlık teklifte bulunur. Başta isteksiz olsalar da sadece bir gecelik bir birlikteliğin bir şey ifade etmeyeceğini ve bahsi geçen miktardaki paranın hayatlarını iyi yönde değiştirebileceği düşüncesiyle teklifi kabul ederler. Filmin devamında erkek kıskançlık yapar ve sonuç olarak ilişkileri bozulur. Batı toplumlarında genellikle kıskançlık özgüvensizlik(insecurity) olarak görülmekte, kendi çekiciliğine ve partnerinin sadakatine güvenen biri kıskanç olamaz düşüncesi hakimdir. Öbür yandan çoğu doğu toplumundaysa kıskançlık sevgi göstergesi, değer verme göstergesi olarak görülüp ne kadar toksik bir ilişki yaratıyor olursa olsun çoğu ilişkide tercih edilir durumda.

Yazı, buraya kadarki bölümlerde bahsedilen herhangi bir görüşü daha ahlaklı veya daha ahlaksız gösterme amacında değildir. Sadece soru sormaktadır.

 


Fred Madison, geceleri bir rock barda tenör müzisyenliği yapıyor. Fred'in hayatı bir erkek olarak çok kolay değil. Çok güzel bir kadınla birlikte ve yatakta sorunlar yaşıyor, kendini yetersiz hissediyor. Karısının eski bir porno yıldızı olması da bu duruma yardımcı olmuyor tabii ki. Filmin açılışındaki sahnede gördüğümüz kadarıyla delüzyonları olan paranoyak bir adam Fred aynı zamanda. Film ilerledikçe, Ed isimli yaşlı adamın karısının oynadığı filmler için prodüktörlük yaptığı ve Andy isimli genç adamın da orgy partileri için ortam sağladığını öğreniyoruz. Filmin başında evin diafonundan biri Ed'in öldüğünü söylüyor ve ardından Fred'in korkuyla camlara bakıp polis sirenleri hayal ettiğini duyuyoruz. Yoksa Ed'i öldürdün mü Fred? Yoksa ölmüş olmasını mı diliyorsun? Ne bu korku? Ne bu paronayaklık? Karısıyla gittiği bir partide Andy ile tanışıyoruz. Fred inanılmaz kıskanç ve haset bir durumda ama belli etmemeye çalışıyor. Tam bu anda, gizemli adamımızla tanışıyoruz.



Johnny Depp ve Amber Heard davasını takip ediyor musunuz? Heard'ün avukatları mahkemede oynattıkları kayıtlarda, Depp'in kendi alkollü ve uyuşturuculu halinden "Canavar" diye bahsettiğini gösterdi. Paranoyak, delüzyonlu ve oldukça sinirli birisiniz. Her karınızı kıskandığınızdaysa böyle ürkütücü bir adam görüyorsunuz karşınızda. Fred karısını parçalara ayırarak öldürüyor bugünden sonra. Delüzyonları sayesinde bunun kendisinin yapmadığını ve ona tuzak kurulduğunu söylemeye çalışıyor ve film de bizim buna inanmamızı istiyor. Belki de "Canavar" öldürmüştür onu ya da mystery man?


Fred hapse atılır ve ölüme mahkum edilir, hücresinde mavi ışıklarla bir otoyola atılırız. Genç bir adama doğru giden bir araba içerisindeyizdir. Genç adam kaza geçirmiştir ve kazanın detayları herkes tarafından genç adamdan gizli tutulmaktadır. Bu genç adam bir araba tamircisidir, ama işinde çok iyi, değer görüyor. Hatta o kadar değer görüyor ki bölgenin zengini Ed onu çok seviyor ve ona götürüyor arabasını hep. Bu genç adam aynı zamanda pek çok arkadaşa ve güzel bir sevgiliye sahip, arabasında da kıza çokça çığlık attırıyor. Bir gün Ed yine arabasını getirdiğinde içinden Fred'in karısının platin saçlı hali çıkıyor. Düşünüyoruz acaba Fred'e kumpas kurdu ve gerçekten de ölmedi mi? Genç arkadaşımız Pete, bu kadını kolayca tavlıyor ve kısa bir zamanda kocası Ed'ten gizlice birlikte oluyorlar. Ed'ten kaçmak için karısı Pete ile birlikte bir plan yapıyor ve bu planda bir porno filmde oynaması gerekiyor. Pete'in hoşuna gitmese de kabul ediyor bunu, parayı alıp gittiklerinde uzaklarda bir kulübeye varıyorlar. Burada araba farlarının önünde Pete ve Alice sevişirken, Alice Pete'in kulağına "Asla bana sahip olamayacaksın." der. Sonrasında kulübeye girerek kaybolur.



Pete peşinden geldiğinde ise kulübede elinde kamerayla mystery man'e rastlarız. Sen kimsin diye sormaya başlar Pete'e ve Pete'in Fred'e dönüştüğünü aslında Fred'in kendisi olduğunu görüyoruz. Fred korkuya kapılarak arabaya atlayıp gidiyor. Gizemli adam bu sefer de kameralardan nefret eden Fred'e elinde kamerayla gelip aklını başına getirdi. Fred aslında daha istenilesi biri olduğu, insecure olmadığı bir gerçekliği hayal ediyordu. Akıl sağlığı bozuk insanları konu alan hikayelerde de genellikle hep bir parça aklı başına getirmeye çalışır gibi gözükmez mi? Gizemli adam sayesinde Fred kendine gelir ve gidip Ed'i bulur. Ed'i bir ıssıza götürüp orada kafasına sıkar. Ardından da evine dönerek diyafona "Ed öldü" der. Sonra da polislerden kaçarken elektrikli sandalyeye konulup kafasının yandığını görürüz.



David Lynch yine insanların çok derinliğine inmediği duyguların üstüne giden bir film çekmiş. Ve bunu kendi tarzıyla yapmış. Muhteşem bir filmdi gerçekten. Sizi düşüncelere bırakayım.



51 görüntüleme1 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
© Copyright
bottom of page