top of page
Ara

Şiir İncelemesi - Bel Kanto (Ece Ayhan)

Bel Kanto

Gül gibi çocukları

gelmemiş sabahtan okula

bütün o külüstür karıları

çamaşır sermemiş bahçelere

ilk tramvay işçileri grevi kalıpçıda

üç recep salılarda bir ikinci meşrutiyet

böğürtlen lekeli bir güvercin

uçururlarken görürseniz

Galata'dan

leğen denizlere doğru.


Ece Ayhan’ın şiirleri imgelerle dolu olduğu için anlaşılması zor oluyor. Bel Kanto adlı

şiirini okuduğumda da böyle oldu. Şiirde ne anlatıldığını anlamak için önce bir

araştırma yapmam gerekti. Aslında araştırmadan önce de şiirin ilk kısmında tramvay

işçilerinin yaptığı bir grevden bahsedildiği açıktı. Tramvay işçileri grevlerini araştırdığımda, şiirde bahsedilen grevin Türkiye’de 1928’de yapılan ilk tramvay işçileri

grevi olduğunu fark ettim.


Şiirin başında, ‘’külüstür karıları’’ olarak nitelenmiş yani yoksul bir semtte oturan

kadınların bahçelere çamaşır sermediğinden ve onların çocuklarının da okula

gitmediğinden söz ediliyor. Belli ki işçi sınıfından olan bu kadınların ve çocukların

tramvay işçilerinin yanında onları desteklemekte olabileceklerini düşündüm. Zaten

kapitalizmin yarattığı çıkmazdan da böyle hep birlikte direnerek çıkılabilir.

Şiirin ilk kısmının sonunda 2. Meşrutiyete gönderme yapılıyor. Bunun ilk tramvay

işçileri ile ilgisinin ne olduğunu anlayabilmek için grev hakkında biraz daha araştırma

yaptığımda; bu grevde, anayasaya 2. Meşrutiyet Dönemi’ndeki anayasadan miras

alınarak eklenmiş olan Tatil-i Eşgal (Grev) Kanunu’nun uygulanmış olduğunu

öğrendim. Greve çıkan işçilerin ve onların patronlarının orta yolu bulabilmesi için bir

hakem heyeti oluşturulması gerektiğine dair bir kanun bu. Ama müzakereler

esnasında işçilerin grev yapmasını yasaklıyor. Böylelikle grevin önüne geçilip

unutulup gitmesini sağlayarak sömürü düzenini devam ettirmek amaçlanıyor.

Günümüzde grevlere ilişkin olan kanun da benzer maddeler içeriyor. Meşrutiyetten

cumhuriyete, insanlar özgürleştiğini düşünse de kapitalizm yıkılmadıkça emek

sömürüsü bitmeyecek.


Şiirin ikinci kısmında, Galata’dan leğen denizlere doğru böğürtlen lekeli bir güvercinin

uçurulduğundan bahsediliyor. Böğürtlen lekeli güvercinin, kanayan yarası olan bir

güvercin olabileceğini düşündüm. Yaralı da olsa ‘’Galata’dan leğen denizlere’’ haber

götürmek için uçan bir güvercin... Leğen denizlerden söz edilirken neye gönderme

yapıldığını anlamak için araştırma yaptığımda, Endonezya’da Sulawesi (Celebes)

Denizi adında 6200 metre derinliğe sahip leğen şeklinde bir denizin var olduğunu

öğrendim. Bu güvercinin tramvay işçilerinden Sulawesi adasındaki işçilere haber götürmek için uçuyor olabileceğini düşündüm. O dönemde adada bir grev olup olmadığını araştırmama rağmen bir veri bulamadım. Fakat Endonezya günümüzde de

işçi grevlerinin olduğu bir ülke. O tarihte de böyle bir hareketin olmuş olması mümkün.

Güvercini dünyanın öbür ucuna uçuracak kadar cüretkâr olmaları benim dünya

devrimini örmekteki ısrarımı pekiştirdi.


02.01.2021

47 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright
bottom of page