Elifba
- Sami Bardakçı
- 2 May
- 2 dakikada okunur
-elif-
yıldızların sesine uyandım
kaybolmuş köpeklerin yollarda uluduğu
kadim kehanetlerin dillere dokunduğu
sezgisel yerleşim birimleri kadar açık
ayan bir belirsizliğin tarifine daldım
fakat, dedim, bu fısıldadığın bana yabancı
bu şekilsiz, en az senin kadar kaçık
n’olur ayıplamayın beni
çünkü
ben ona dedim, bu benim dilim
değil
bu hezeyan
bir anafor bu
bana dayattığın
bu benim kendimi yayma biçimim
n’olur ayıplamayın beni
-beril-
sonra beni tutup kapılardan geçirdiler yeşil yeşil
farazi adamların sırasına kattılar
en önde bir gölge vardı, belli ki
ışığın önünde siper ediliyordu bazı gövdeler
çürük gövdelerin sayesinde ürüyordu hastalıklı dengesi
gücün, ödülün, bilginin
ve sırrın, mucizenin, ve otoritenin
ve yürüdüğü yolu cebinde taşıyordu kimimiz temkinli
muska yapmıştı bir ötekimiz dededen kalma
öğütleri:
az çiğne ağzının ve kafanın içindekileri
-tenzile-
sabah kıvılcımlanıyor pencerede
derinlerde
uykunun göz eriminde
dikine serdim yatağımı birbirine değmeden uzayıp
…uzayıp giden doğruların dikine
ve birbirini sevmeyen kelimelerin
mecburi birlikteliğine katlanmak zorundayım
bir örnek şu sabahlardan, sayımlardan ve ve ışık oyunlarından
üzerime olacak günler biçmek durumundayım
-semiha-
n’olur ayıplamayın beni
hani kuru bir yaprağı ezer gibi çıtırtılarla doğmuyorsa gün
sesimin yettiği şiirler bir yere kadar
ve aklım ermez çelik parıltılarıyla o tutkuyu
tutup devamlı kılmaya makul bir yıldırım gibi
bir atıp bir duran
kasılıp yumuşayan
kalplere taşımaya/bir kalp benimki
aksi gecelerde tıkırtılı muhalif
ve muhtelif
insansı uyuşukluğuyla bedenin
-cimcime-
kara kömür toz bulutu karanlığın dağılıyor
sebatkar bir ressam ve sanatsız
tek tek çiziyor yeniden
hatlarını dünyanın
içim daralıyor sanki bir üçgen çöküyor üzerime
tepe noktasından dağılıp daralıyor sanki açık alanlar
uzamın içinde sezgisel konumu kesen
ve hep paralel hiç temassız öyle umursamaz
uzayıp giden doğrular:
düşünürken kendim kadarım
ne kadar varsam ki
düşündüğüm kadar varım
her ne varsa dünya hayat tanrı sevgi korku
eğer varsa gerçekten
ancak düşündüğüm kadar
ancak ben ne kadarsam
düşününce ne kadarsam ben
o kadar var/ancak o kadar
tanrının mümkün kıldığı kadar
-hayriye-
ama t a n r ı m ben seni seviyorum
sonsuz bir ben olarak seviyorum seni
gözlerimi kapatıp şimşekler çakıyorum
bu benim kendimi anma biçimim
algımın sınırlarında yıldırım gibi
n’olur ayıplamayın beni
Comments