Bir elimde kağıt
Bir elimde kalem
Kayıp giden İstanbul'u seyrediyorum
Bir metroda oturmuş düşünürken
İnmem gerekiyor artık iniyorum
Bir bank buluyorum denize bakan
Simit alıyor oturuyorum
Martılarla kedilerle paylaşıyorum
Simidimi, aç kalsam da
Dinlemeye çalışıyorum şehri
Onca çığlık ve gürültünün ardında
Sonunda duyuyorum
O acı dolu yardım çığlığını
Yardıma muhtaç
Hüzünlü sesi
Etrafa bakıyorum
Kimse duymuyor
Duysalar bile yardım ederler mi bilmiyorum
Sonuçta onlar
Sonuçta biz getirmişiz şehri bu hale
Makinelerle bastırmışız sesini şehrin
Susturmuşuz şehri
Konuş demişiz kendi türümüze
Haklısın nasıl olsa
Sabahlara kadar konuş
Zaten hep haklı değil miydin
Yaratılıştan bu ana
O yüzden buradayız dünyadayız zaten
Ademden bu yana
İnsanlar hızlı hızlı yürüyor
Korna sesleriyle
Martı sesleri karışıyor
Anlaşılan herkes
Bir yerlere yetişmeye çalışıyor ama
Kimse durup da sormuyor
“Ben nereye gidiyorum”
Kimse de bilmiyor zaten
İşte her ne oluyorsa
Hep bu yüzden oluyor
Bundan çıkıyor kargaşa
Kıyamet bundan kopuyor
Ben değiştim diyor
Geçmişe ayna tutarak
İnsanlar tarihi tekrardan yazıyor
Değiştiğini sanarak
Oysa biz zeki değil miydik
Tanrı bize öyle demişti en azından
Hala anlamıyoruz
Değişen bir şey yok
Akıllanmıyoruz
Dinlemiyoruz
Susmuyoruz ki dinleyelim
Çünkü gururumuza yediremiyoruz
Çünkü bizler
Bizler birer tanrıyız
Kendi dünyalarımızın
Kendi ufacık yalan sahte dünyalarımızın
Ufacık yalan sahte tanrıları
Comments