Başımın üstünden taşan gölgelerin uzağında, geniş halkaların uyandırdığı bir yerde durup dikilmekteyim. Kaçtığım, ne yontu gibi bir keskin korku ne de dilimden düşmekte bir sır; uykuya yatmış bir memleketin nokta nokta yanan ışıklarından çok uzakta, ayakta ve diriyim. Pek çoklarının acelesinden sıyrılıp yerin iki adımlık tenhalığına sıkıştırıyorum bedenimi. Falanca yüzler gözlerimin önünden geçmiyor şu sıra. O, vaktiyle harcanmış bir rüyânın hatırası, beni çimdiklemiyor; duyuyorum içim ne büyük ve ne âla duru, göğsüm sakin. Ayaklarımda somun gibi kabaran toprağa borcum bu defa saklı, yahut hiç yok. Gün dönümleri ve akşamüstleriyle bitişik bir zamanın orta yerindeyim; anlatmak ne bilindik ne mümkün. Duruyor ve dinliyorum; dinliyor, insanoğulların o çokça kaçındığı basitliğe sığınıyorum. Bu ellerimin kırık ve bükümlü duruşunu anlıyorum; solumsuz, pak kir gün ışığının bende sekerek kendinde yeni bir suretle ışımasını görüyorum. Dünyanın ne çeşit sayıkladığı yağmurundan belli; dinliyor, dinliyor, dinledikçe bir yanda belirsizce düşüyorum.
Ve epeyce yaklaşmış bir yoz atmacanın ıslığını işitip bende hatrı kalmış bir lâdesi anımsıyorum. Gözlerimle her neye dokunduysam şu zaman sonrasında benden sorulacak, hayır sanılmasın korkutacak beni, biliyorum. Bu yaşamanın bir bütün derin hâli benden şimdi alınacak. İşte kıpır kıpır içimde, bir sonranın ahuzarlığı! Oysa ben dinlemenin işindeyim, o büyük ve geniş zamanın uzakça bir köşesinde yılgın bir sesi dinlemekteyim. Kimselerin üzerinde yalnız bir göz aşinalığı olacak mekânların o aksi ve bakakalan kimsesiyim. Gördüğümü anlatamam, anlaşılsın hiç istemem; yaşamanın aslî işinin başındayım, o berrak ve bir bütün duyumun içinde duymaktayım. Bu an ne kargaşa ve hüzün, ne şenlik ve ölüm, aklım bir yana kollarım bir yana. Ben buradayım, çamur burada, nefes burada.
Bir şey kendini yoksuyor, bir şey ben tam buradayken azar azar azalıyor, dağın yüzü işte bin parçada eş. Bir renk yaprak çırpınıyor ve telaşlı gecenin içinde dünya hâliyle ilmek ucu kadar büyüyor. Elimin arkasında bu ustalıklı yaşam, ağırlaşmış bütün çocuk gözleri rüzgârıyla örterek uyutuyor.
Duruyorum ve dünyada bir yerde güzelliğin tanığı oluyorum.
28.11.23
コメント