Karanlığın durgun yüzüne bakıyorum
bütün gün esti rüzgar durmadan
güneyden, kuzeyden; aşağıdan, yukarıdan
lodos mu, karayel mi? hangisi bilmem
dövdü durdu penceremi çılgın bir öfkeyle
öyle mahcup ve masum ki oysa pencerem
ben ardında yatıyorum, korkuyorum ki kaybettim onu
canım acıyor, bakıyorum, gözlerimden biliyorum
ve her şey sebepsizce kara gün ortasında
uykusuz yatıyorum, korkarım ki kaybettim onu:
pencereden bakıyorum
pencereden bakıyorum
pencereden bakıyorum
bakmak birikiyor gözlerimin dibinde
yıllar usulca geçiyor ardımdan
simsiyah bir tortu gibi
düşünüyorum
sanıyorum
uyusam
uyusam
uyusam
kendimi derin sulara bıraksam
sıcak ve asude bir unutuşa
zaman peşimi bıraksa
bir şeyler söylemek gerek, lodos ya da karayel…
bir şarkı – unutmak ve hatırlamak adına
karanlığın durgun yüzüne bakıyorum
sahip olmadığı bir dil veriyorum ona