top of page
Ara
Bedirhan Yalçın

Kanıltı

Sıçrayan gecenin üstüne köpekler vardı.

Önceden yalnız buydu mesele

Pis bir alışkanlığa tutunan kalplerden

Ve kurt kalplerinden çünkü

Dertten kadınları

Uçurumdan adamları sahiplenen bir kurdun avlanışıdır

Ben hiç kurt görmedim

Yalnız duydum ki köpekler gece bana kızgınlar

Oldum bittim, kızgınca yaşayamadım ben

Oysa kaç dolap şangırtıyla tepeme

Yüzüm ölümsü bir koşkunlukla çağlarken yasa doğru

Iskalarken yasa

Çatlayıp kanarken

Kanırtırken geceyi yasa

Hepsi tam ve kabul, anladım ve yaşadım

Bir bu köpekleri çözemedim

Nece böyle canları var


Sahi köpekler kime havlıyordu

Söyle delişmen rüya

Sen değil misin beni uyanırken koşturan

Koşturan ve sanki köpekler

Bana havlıyormuş gibi gözlerimde akıntılar

Yüzümün ötesini isteyen

Sesleri var:

Talat! Talaat!

Adım bu değil benim

Kurtlar yine, kaparoz ölmüş sonunda

Her yer köpek koşusu


Yokuş başları tümüyle diş

Başım sancıyor artık bırak

Tamam bırak kollarımda benmişliğimi

Dost, dost söylenişi

Ayhan, baksana bir buraya

Uyan


Sıçrayan gecenin üstünde ben varmışım adımın belirsiz bir zamanında

Ama nedenmiş sonra kimden sebep

Ben omuzlar üstüne alışkın mıyım ki

Böyle bileniyor sîmâm


Yakınsa tozun dumana katlanması

Bu havada keman çalınacaktı halbuki

Madem gece deyip olmaz ediliyor

Ver şu kemanımı, sade yay çekeceğim

Ve kemanlar hakkında sana çok

Çokça önemli bir söz edeceğim

Arşeyi gevşek bıraktıysan kaybolacaksın bu dünyayla

Iskalarken yasayı görmeyecek,

Yasayı ıskalayacaksın


Zaten ben kimsem geceyi tanımlayarak oldum


Dost konuşması vardı işte önceden

Ve suda batağanlar, sığırcıklarla

Birbirlerine özeniyorlardı

Koşuyordum ta nefesimde yollar kaybolana dek

Koşuyordum

Çünkü ölümsü bir koşkunlukla aldatacaktım dünyayı


Bir intikam olarak

Önceden duyduğum bütün sesleri

Bastıran o yenen

Kayrak bekleyen öykülerini göğsümün

O dağdağa

Fırtınadan bir ses

O kanın duraksaya duraksaya akışı

Kurt kalplerinden ve çünkü

Göğsümde özlemekler bitişiyor

Kanıltı.

O kanıltı


Bir intikam alacaksam işte bundan alacağım

Bu ses,saçlarıma bulaşıyor

Bir kızıllık bırakıyor bende

Gün indiğinde ormanda sonsuzlaşıyor

Ve illaki geceye sormuştur:

Sen sonsuz musun?

Gece saygın, görkemli

Bilinçli bir büyüklükten gelen nezaketle,

Olsam kaplardım dünyayı.

Olsam her şey gece olurdu.

Hem köpekler de istediğimde susardı

Ama işte

İnsan duyuyor onları

Ve beni yalanlıyor

Biz gecede öleceğiz o bizi herkesle öldürecek

Böyle diyorlar

Ama hayır, benim sonum var

Ben keyfekeder yaşanmam.


Bunu duyunca bir an durulan kanıltıyı geçip

Geceye katı tanelerle sormuşum

İçi doğular taşıyan bir ünle:

Benim de sesim vardı kesinkes sana eren

Kopan, kesik sözler söyleyen,

Başka kimseye sayıklanmamış bir ses

Karşılık vermek, desen nezaketsizlik mi olurdu acaba

Çünkü handiyse şairdim şairler olacaktım

Her ayak sesine farklı kalemler saplanırken beni noksan

Ağrısı titreyerek anlatılan saatlerden hariç bırakarak

İçimde her kafadan ayrı sesler savuştuğunda-kanıltı kadar değil-

Yüzümde sâkıt sular çağıldadı

Yüzümde, insanların görünce vay çekip

Hale bak, koşacak besbelli dedikleri

Ölümsü koşkunluk, ve hep kanıltı

Koşsam bu sesten mi kaçacağım yoksa

Göçerliğini mi çağıracağım dünyanın

Takılarını, tarablarını, sazlıklarını

Hayır

Ya da belki

Sazlıklarda bir yer üstündelikle

Sadece çoğalan tamularını dünyanın

Ben bunca şeyi kaç yıllık ömrümde çağıramam


Kanıltı hep devam edegeldi

Dostum Ayhan diye seslediğinde beni delişmen rüyanın elinden

Onun keskince tanınır sesini duymamla, kanıltının

Ki ilkin nasıl söz bu demiştim


Hangi bükülgen havsaladan fışkırır kanın bir ses olduğu

Tumturaklar içinde devinen

Gidip gelen, gitmeyip gelen bir ses,

Hangi isimlerin uykusunu öven geceye

Hangiler hangilere gebe.

Ayhan anlamdaş bir Ayhan’a

Talat’lar Talat’sızlığa


Zaten ben şairsem kan şairiyim


Hep devam edegeldi kanıltı evet

Baktım, gündüze de sıçramış ki fena da olmadı

Gece yalnız kendini tavsamış bulmaz bundan böyle

Kimse kimseyi verilmiş bir sözden saymaz

Ve kurt kalplerinden çünkü

Ötücü çulhalar batağanlara süzülür

Yerilmiş insan da süzülür koşmak bilmez

Bense eminliksiz kalıyorum

Bilmiyorum çünkü ne konuştum uzunluklu fezada

Biri söyle dedi, dünyanın göçerliği çağrıldı söyle

Soluğum bile o isimlerle dolu sese bulaşıyor artık

Uyku,harcıâlem, ölümü andırıyor


Sıçrayan gecenin üstünden kanıltı.

Sonra adım, adım Ayhan da değil ki benim?

101 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commenti


© Copyright
bottom of page