top of page
Ara

Düşüncelerin Ötesinde

Çiğse Kantarcıoğlu

Herkes bir kere olsa dahi karşısındakinin düşüncesini okumak ister.

 

Beni seviyor mu?

Benden nefret mi ediyor?

Şu anda ne düşünüyor?

Benimle ilgili ne düşünüyor?

Başka biri hakkında ne düşünüyor?

Yalan mı söylüyor?

Bu kişiye güvenilir mi?

 

 

Gibi gibi gibi…

 

Kabul ediyordum bende istemiştim ve mantıklı olduğunu düşünmüştüm arkadaşlarım bir gün bu soruyu sorarken.

 

Bugün ise o gün hala neden başka bir şey söylemedim diye kendime lanet ediyorum. Çünkü yaz tatiline girdiğimizde çoğu kişinin üzerine atlayacağı bu güce bir anda sahip olmuştum.

 

Radyasyona maruz kalmadım.

Bildiğim kadarıyla herhangi bir deney ürünü değilim.

Yine bildiğim kadarıyla ailem doğaüstü güçleri olan cadıların soyundan gelmiyor.

Dileklerin bir anda gerçek olduğu bir sistem varsa benim haberim olmadan dilek diledim belki de.

 

Kısaca bu güçlerin nereden çıktığı ile ilgili en ufak fikrim bile yok.

Tek bildiğim hayatımı cehennemden halliceye dönüştürmüşlerdi.

 

Gürültüyü fazla sevmeyen bir insan olarak bir sabah kafamda ailemdeki herkesin sesini duyarak uyandığımda neler olduğunu anlamamıştım ilk başta. Kahvaltı masasında dudaklarını oynatmadan annemin sesini beynimde duymak hemen algılayabileceğim bir şey değildi ve delirmenin eşiğinden dönmüştüm. Süper güçlerden bahsetmek kolaydı ama onlara sahip olmak? Deli hastanesine merhabalar.

 

Abartıyorum diyebilirsiniz ama gücümün çok büyük bir eksisi vardı.

Çünkü kontrol edemiyordum.

 

Beyinlerine girip düşüncelerini duymak engelleyebildiğim bir şey değildi. Evdeyken herkesin sesi benim yanımda olmasalar bile beynimde yankılanmaya başlamıştı. Bazenleri bana seslendiklerini bile fark etmiyordum. Gerçek sesleri ile tamamen birbirine girmişlerdi.

 

Başım sürekli ağrıyordu ve herkes uyuyana kadar seslerini duyduğum için bende uyuyamıyordum. Bunun kötü olduğunu düşünürken kalabalık bir yere gittiğimizde kafamın içinde onlarca kişinin sesinin duyduğum için kulaklarımı kopartmak istemiştim ve bayılmıştım baş ağrısından.

 

Ailemi o kadar korkuttuktan sonra bile bu güçlerimi söylememiştim korkumdan. Beni akıl hastanesine kapatacaklarından veya güce sahip olan kişilerin kaçırıldığı bir tür kuruluş beni fark eder diye düşündüm. Evet, saçmaydı ama izlediğim onca süper güç filmi ve okuduğum onca hikayenin konusu buna dayanıyordu ve ben hayatımı seven biri olarak asla bir ana karakter kadar cesur ve aptal olmayacaktım.

 

O olaydan sonra evden uzun süre çıkmadım ve sürekli bu şeyi çözmeye çalıştım ama güçleri kazanmamın üstünden 2 yıl geçmesine rağmen tam anlamıyla başaramadım. Tam alıştım diyeceğim anda gücümün menzili artıyor ve irademin kontrolünden çıkıyordu.

 

Yine de daha iyi oldum

Zamanla değiştim ve kontrolüm ilerledi.

 

Tam anlamıyla gücümü kapatamasam da bir kişiye odaklanabiliyordum sadece ve onun sesini duyuyordum. Benim açımdan düşünürsek çok dinlendiriciydi. Tek kötü yanı o kişinin iç sesini ve dış sesini aynı anda duyup ayırt etmem gerekiyordu. Bu da zamanla ustalaştığım bir özelliğimdi.

 

Önceden normal biriyken bu güçlerle okul benim için bir eziyete dönmüştü ve içime kapanmıştım. Okul eziyet gibiydi. Ne kadar az kişi etrafımda olursa benim için o kadar iyiydi. Bu yüzden gereksiz muhabbet etmiyordum. Demiştim ya bir kişiye odaklanacağım diye, o kişiyi bulmak da tam bir kaostu. İnsanların neler düşündüklerini tahmin edemezsiniz.

 

Hadi hoşlandığı kişiyi, arkadaşlarını, dedikoduları analiz edenleri, sıkılanları, gün planını, izleyeceği diziyi düşünenleri, aklından resim çizenleri hatta okul saldırıya uğrarsa ne yapacağını düşünenleri bile kabul etmiştim. Ama dersin ortasında aklından felaket senaryolarını düşünenlerini asla anlamayacaktım. Bir keresinden birinin felaket senaryosu o kadar gerçekçi gelmişti ki kendimi hazırlık yaparken bulmuştum o duruma karşı…

Aklıma gelmişken derste öğretmenlerin zihnini okumak da çok tehlikeli. Bir kısmı dersle ilgili düşünürken genelde sevgilileri, eşleri, okul sonrası planlarıyla ilgili düşünüyorlar. Bir keresinde hocanın eşini aldattığını öğrenmiştim... Travma sebebi. O olaydan sonra tamamen okumayı bırakmıştım ve sonradan anladığıma göre hoca boşanmıştı.

Biraz tanıdığım derslerle ilgilenen öğrenciler sürekli olarak zihinlerini okumam için en iyi kişilerdi ve düşüncelerini duymak yormuyordu.

 

Gücümle alakalı bu kadar kötü konuştuktan sonra iyi yanlarından haksızlık ediyormuşum gibi hissettim. Her ne kadar eziyet olsa da iyi yanları vardı. Kabul ediyordum.

 

Okulda her yalanı anında öğreniyordum. Biraz konuşsam okulda herkes birbirine girecekti. Bu kaosu kontrol etmek muhtemelen zevkli olurdu ama bununla uğraşacak kadar cesur ya da işsiz değildim. Okul itiraf sayfası çok boş geliyordu. Diğer yandan, akademik anlamda sınav konularını öğretmenlerin düşüncelerinden okuduğum oldu.. Kendi bilgimden çözüyordum sınavları ama arada zekilerden yarar sağlamış ve notumu olması gerekenden yukarı çekmiştim. Gerçi bir kere ters tepip aşağı da çekmişti. O zamandan beri bu kopya sistemine güvenim azdı.


Yani en azından duruma alıştım(?) diyebilirim sanırım. Bir kişiye odaklan, baş ağrısını ilaçlarına bağlı kal ama dozu kaçırıp bağımlı olma.


Ve gelelim son zamanlardaki en tuhaf olaya.

Mavi ip.


Önceden de rastgele olarak gözüme çarpan ama ışık oyunu zannettiğim ve ben dışında kimsenin görmediğine neredeyse emin olduğum bu şey okulda sadece belirli bir kızın düşünceleri menzilime girdiğinde ortaya çıkan, ne olduğunu anlamadığım, ikimizin serçe parmaklarını bağlayan bir ipti. İlk anda gördükten sonra yanlış görmediğimden emin olmak için yine bakmıştım.

Oradaydı.  Onun görüp görmediğinden emin değildim. Söylediğim herkesle anlaşan kızlardan biri olarak ondan uzak durmayı tercih ediyordum genelde ve hafızasına fazla girdiğim söylenemezdi. Ama merakım karşı konulmaz bir raddeyken ve gücüm çok kontrolüm altında olmadığı için düşündüğü şeyler birkaç kez zihnime gelmişti.

Açık olacağım, aklında geçenler onun bir deli olduğuna inandırdı beni.


Süper güçler?

Casuslar?


Kendi varlığım hariç imkansız gelen şeylerin içinde yaşıyor gibiydi. Hatta insanlarla konuşurken acaba bu kişin gücü var mı diye düşündüğünü bile duydum. Kızların deli olduğuna önceden katılmasam da bu andan sonra düşünmeye başlamıştım.

Zaman geçerken aynı kız sürekli radar alanıma geldiğinde mavi ip oluşmaya devam etti. Bunlara fazla odaklanmamaya çalışsam da bir defa onun da ipi fark ettiğini ve bana anlık şaşkınlıkla baktığını görmüştüm. Yani ipi o da görmüştü. Burada kesinlikle bir şeyler dönüyordu. Bunu hissediyordum. İp bunların gerçekliliğinin kanıtıydı.

Ama buna bulaşmalı mıydım? Hiç emin değildim.


Gerçi seçme hakkım var mıydı ki?


Bu ip ve olağanüstü olmam çoktan kaderimi belirmişti

 

"Selam." Çok normal bir şekilde öğle yemeğinde karşıma oturan ve isminin Ayça olduğunu öğrendiğim kızla en sonunda yüz yüze gelmiştik. Düşüncelerine hemen girmedim. O mavi ipi şu anda görmek istemiyordum. "Selam."

Kızın anlık serçe parmaklarımıza kayan gözlerine baktım ama fark etmemiş gibi yaptım. "Adın, Yusuf muydu?" Başımla onayladım. "Evet. Sen de Ayça olmalısın. Sormamın sakıncası yoksa neden yanıma geldin?"


Hafif güldü ve bana geri baktı. O anda maskesinin düştüğünü gördüm. Okulda normal olduğu halinden daha farklı bakıyordu. Bir casus gibi mükemmel şekilde gizlenmişti. Bakışları değişti ve ilk defa gerçekten onu gördüğümü hissettim. "Direkt sadede gel diyorsun yani." Düşüncelerimi ona odakladım. Gardımı düşüremezdim.


"Aslında evet öyle diyorum." mavi ip parmaklarımız arasında gözüktü.


'hala neden görmedim ki, çoktan düşüncelerimi okumaya başlamış olmalıydı - işte şimdi oldu.'


Tek kaşımı kaldırdım ama ikimizinde bildiği gerçeği dile getirmedim.

 

"O halde direkt konuya girebilirim." sandalyesine geri yaslandı ve ip onunla beraber uzandı. "Seninle tanışmak istiyorum. İlginç birine benziyorsun."


'her şeyi açıklayacağım. Benim de gücüm var.'


Bende geri yaslandım. "Aynı şeyi düşünüyordum. Farklı bir özelliğin var." tekrardan güldü. "Tahmin ettiğinden daha fazla."

'gerçekten ilginç birisin. Ama bunu sevdim. Dinle, bu dünya düşündüğünden daha büyük, sen de bizden birisin. Bugün her şeyi sana anlatacağım.'

 

"O halde bu okul çıkışı bir have içebiliriz bence" Bu konuyu artık burada bırakamazdım. Öğrenmeliydim. En azından ne olduğunu ve bunu  neden başıma geldiğini.

 

"Anlaştık"

….


Başıma gelenleri ve bana anlattığı her şeyi buraya yazamam ama.. Normal dünyaya rastgele olarak dağılmış süper güçleri olan insanları bulmaya çalışan bir topluluk, ona bağlı casus olarak çalışan ve gücünü doğuştan beri kullandığını idda eden ve benim daha da gelişip kendi gücümü  kontrol edebileceğimi söyleyen Ayça'yla.. Hayatım tam anlamıyla bir değişim geçirmişti ve süper güce sahip olmam her şeyi tetikleyen bir mermi gibiydi.

Bu benim kaderimdi ve kaderimden kaçamayacağımı çokran anlamıştım. Dahil olduğum sır düşündüğümden daha büyüktü.

 

 

 

 

.

 
 
 

Comments


© Copyright

© 2023 by Turning Heads. ODTÜ Genç Yazarlar Topluluğu

bottom of page