top of page
Ara
Gizem Arı

Akşamlar Vardır, Güzellikten Durulmaz

Bütün alâmetler sıraya bindi; o gün, sürekli bir şölendi.


Kimselerce uğranmamış bir yolun etraflıca kuşandığı, dört büyük çocuğun peş peşe

adımlarıydı. Taşları birbirine katarak vardıkları, kırk ayrı iz etti. Seslerinin yankısı bir beyaz

masaya çarptı, masada duraksadılar, masa onları içine çekti. Biri sakar, biri duman duman

sarhoş, biri diğeri gibi, diğeri sarhoşunki; masada gözleri hep aynı tarafta dolandı. Koca

meşeleri sırtlarına alarak karşılarına bir güzel zamanı serdiler, zaman onlardan yanaydı.

Gençtiler ve gençlikten bildikleri bir kez olsun yaşamın mekanlarına bakakalmamaktı. Birden

bir yerde, ayların sonunda, çifter çifter göze bir mekan taşıyacaklardı habersiz. Aşk olsun

yeryüzüne, onlar güldüler mi bir evde bir pencere kendine açılırdı. Kimse bilmezdi neden

doğar güneşten hallice o ışık, nasıl dökülür kuşların yuvaları, nasıl kırılır özlemler ve nasıl

eğilirse sarmaşık. Asıl yürüyen onlardı. Kahkahalarıysa belli ki bir halkın koynunda asırlık

türkülere kalacaktı. Bir gün bir sofrada, hiç unutulur mu, dört çocuk birdenbire dünyayı

avuçlarında paramparça sıktı, diyeceklerdi. Mesellerde isimleri sıralanacak, yaşı binleri

aşarken şehirler arkalarından gelecek; kim dinliyorsa bu öyküyü, çırpındıkları sevgiler yüzüne

sinecekti. Bu ağaçlık gördü, bu bostan gördü, bu masa, bu yokuş, bu cümle; gözlerim gördü,

sevgiden yana ölecektiler. İlkyaz boyu söylenip durdukları şarkılar, gözbebeklerinde şu veya

bu vakitte büyüyen hatıraların çehresini bir ağaçlığın tam orta yerine dikti. Az mı dile döküldü

şöylece bir resimde dört köşeye dağılışları, daha nice seneler hatırda kalacaklardı.


Sen o Haziran, bir köşede, yüzünü göklere aksi aksi eğiyorken saçlarının yerle bir çalınışı

geliyor aklıma. Şimdilerde buna şiir derler, peşin sıra mevsim kuşları dayanır pervazlara;

büyükçe güzellikte bir akşamdan bahsederler. Tüm bir gece ve gündüz; inanılmış ve

insanoğullarınca türlü bestelerde anılmış, yaşama bir nispet gibi, sevgiyi üstlenenleredir. Bazı bazı akşamlar vardır, güzellikten durulmaz. O akşamlara o adları, o şarapları, o yağmurları, o

sımsıcak ayrılıkları veren ancak o çocuklardır. Gecelerin sehere vuran kızıl kırmızı çizgileri,

onların alınlarındadır.


Onlar hep, onlar bir düzine çocuktular. Yanlış ıslıklara koştular.

120 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


© Copyright
bottom of page